gidip dia, sok, tansaş, migros'tan alıcaksın sonra o küçük esnaf ''marketler bizi vallaha billaha bitirdiler'' açıklaması yapacak.

Hacı adam sikme çalışması diyorsunda, benim bildiğim hiç bir esnaf şu ana dek alkolü sigarayı karttan almıyor.

merak etme kendiliğinden bitiyor küçük esnaf zaten. bu uyanıklıkları yüzünden ve büyük marketlerin imkanları yüzünden soyu tükeniyor küçük esnafın. doğanın kanunu bu

aynen sizin gibi düşünüyorum. zaten küçük esnaf kendini bitiriyor bu şekilde. sonra da ağlıyor, neyse.

bence fiş isteyin eğer nakit ödüyorsanız. yoksa en güzel cevap bırakıp almamak zaten.

@kafadan, smooth: bitsinler bi an evvel tükensinler, sonra beni kim bitirdi diye ağlarlarsa ağlasınlar. güzel olur.

@efrasiyab: alan var, almayanın eşekliği. o sigaranın parasını 4,5 lira olarak kasadan nakit çıkarıp verdim ama 6 liramı 35 gün sonra alacam, 1 lira daha ver bari diye bana kendini acındıran adama yavşak derim. kaldı ki kendini acındırdığı adam da 30-60 gün arası vadelerle emeğini satan biri. tek vadeli iş yapan tekel bayileri sanki.

kurnaz adamdan tabi ki mal almayın ama samimi olan küçük esnaflarda var onlardan alışveriş yapıyorum atıyorum kuruyemişçiler kırtasiyeler vb gibi çakal adam zaten bikaç güne kendisini bitiriyor. Gerçi birkaç kurnaz yüzünden hepsi lekeleniyor orası ayrı bir mevzu büyük marketlerde hep aynı standartta alışveriş yapıyoruz bu bir gerçek,

bende çakal esnaftan alışveriş yapmıyorum ama sırf büyük marketten almış olmak için marketede gitmiyorum çikolata soda falan filan tarzı şeyleri bakkaldan almaya çalışıyorum ama aylık mutfak alışverişimi mecbur marketten yapıyorum.

satilmaz benim bildigim kadariyla, olursa ancak belki orda calisan kisinin isini kötüye kullanmasi sonucu olur.

imkansıza yakın.

ismek ne kadar yararlı olur şüpheliyim.

paralı kursa da gitmeni tavsiye etmem.


tavsiyem ingiltere de agh yap.

kesin ders görmen lazım, internetten olacak iş de değil gramer dediğin..

kendin ögrenirsin, ama cok calisman lazim , temelin varsa tabii, temel yoksa kursla baslayip kisa süre sonra birakabilirsin.

türkcenin mükemmel olmasina gerek yok, yani türkcen iyi degilse de ögrenebilirsin.

ana dili ingilize olan kişilerle bol bol konuşman ve onların kurdukları cümlelere, telaffuzlarına dikkat etmen lazım. yani "nası olsa beni anlıyolar yeeaaa" tiplerinden olmamak gerekiyor. dizi/film izlerken de sürekli kulaklarının açık olması lazım. hangi cümleyi nasıl kurduklarını takip etmen lazım.

valla bende netten çalışıyorum aynı zamanda kursa gidiyorum. diyebilirim ki kursun çok aman aman bir faydasını görmüyorsun. orta seviyelerde dolaşıyorum sürekli. kelime öğrenmeye çalışıyorum şuanda gramerim daha iyi. kelime bilgim kötü. ama çevremde 2 tane tanıdıgım var hiç kursa gitmeden ya da biryere çatır çatır öğrendiler bir tanesi neredeyse akademik seviyede diyebilirim. diyorsan çok çok çok çalışırım kitaplar okurum netten dinlemeler yaparım öğrenebilirsin

kursla olacak is degil, kendi kendine zamanla ogreniceksin.
hayatini komple ingilizce yasaman gerekir,
tv, radyo, film, sohbet, oyun tum bunlari ingilizce olarak yap.
kendi kendine ingilizce konus, gunluk planlarini, notlarini ingilizce olarak tut.
haberleri ingilizce takip et.biraz faydasi olabilir:
(bkz: reddit)

hiçbir kursa, hiçbir derse güvenip de ingilizce'ni geliştirmeye kalkışma. ya anadili gibi ingilizce konuşan birini bulacaksın devamlı konuşacaksın, ya da gideceksin ingilizce konuşulan yerde yaşayıp ingilizce'yi sökeceksin. dil öğrenmek için para sayan insanları saçma buluyorum. şayet ders almış birisi olarak söyleyebilirim ki, ingilizce altyazılı dizi izlerken bile çok daha verim alıyorum.

bildiğin hayvan gibi makale,kitap vs okuman lazım. o zaman gelişiyor.

bagaj seklinde degilde kilo satin alinabiliyor diye biliyorum pegasusta.

kilosu trde 5 lira avrupada da 2 euro falan olmali

bagaj usulü değil kilo usulü, valizi teslim etmeden tartıyorlar. kilosu 5 tl malesef.

internetten bagaj kilo hakkı satın alırsanız daha ucuza geliyor. benden havaalanında fazla kilo başına 10 euro istemişlerdi, sabiha gökçende.

yanına kabine sokabileceğin boyutta bir çanta al içine doldurabildiğin tüm ağır parçaları alıp kargoya vereceğin çantadaki kiloyu düşür ben öyle yapıyorum.

geçmiş olsun oldum olası metro turizmden uzak durmuşumdur hepde uzak durmaya çalışırım. Bildiğim kadarı ile firma bilet fiyatının 2 katı yada 3 katı tazminat öder o kadar bunun dışında onlardan birşey alamazsınız diye biliyorum.

Çalıntı durumuyla ilgili En iyi ihtimal mola yerlerindeki kamera kayıtları. onuda savcılık yada polis izinle yaparlar firmaya baskı yaparlar ama sonuç ne derece etkili olur bilemem çalan yakalansa dahi gidenleri geri alabileceğinizi sanmıyorum.

gecmis olsun, otobüs yolculuklarinda en son bildigim kadariyla herhangi birsey yapistirilmiyordu xxx yolcusuna aittir diye.

hala öyleyse imkansiz olur kaniti susu busu, ancak kayip bagaj tazminati alinabilir.

VARAN'da var. Numarasıyla alıyorsunuz, böyle bir şey olması imkansız yani. Soruya cevap ise açık ve net. Bir bardak su içsin bavul gelmez. Ama tazminat için de elinden geleni yapsın. Alır.

Bildiğim kadarıyla hayır.

kayıtlı oyun editörleri var, onlarla yapabiliyorsun. FMRTE gibi birşey olması gerek.

böyle bir dünyaya çocuk getirmek istemiyorum.

Kaç yıl yaşayacağını kim biliyor ki? Kısa yaşarsan bekarlık fena bir şey olmayabilir de.

Zaman değişti, artık 40-50'lerinde insanlar evli değil boşanmış oluyorlar. Yalnız kalmak da insana bağlı, çekilmez biriysen arkadaşın olmaz, eğlenilebilir bir insansan çevrende her zaman birisi olacaktır. Önemli olan hastayken yanında olacak dostların olması, diğer türlü çorba yapsın diye evlenilmez. İyi bir arkadaş da "ben evliyim, hastaysan hiç bakamam valla sana" demez.
Çocuk konusu ayrı, ben çocuk sevmem. Sevene de mani olmayayım. 50 yaşında çocuğum yok diye üzülüyorsa bunun tek sorumlusu evlenmemek değil sorumluluk almamaktır. Artık çocuk sahibi olmak için evlenmek ön şart değil.

dostum birebir durumu açıklamışlar belli bir yaşa kadar evlenmek istemeyebilirsin bu yaz max 30-35 olur ama sonrasında evlilik insan hayatı için çok önemli.

Tabi evlenmiş olmak içinde evlenilmez ömür boyu beraber geçireceğin birisini 27 yaşındada bulabilirsin o zman bulursan 27 yaşında evlenirsin. önemli olan mutlu olmak 35 den sonra yanlız kalmanın mutlu olunacak bir yanını göremiyorum.

"kendim evliliğe inanmıyoken bu kaygılarla doğru bi evlilik yapamam"

oglm ben de anti marriage adamım. ama bunları okuyunca endişelendim lan. içimi rahatlatın. rahatlatamıyorsanız bana hemmmmen koyunuzden bir kız buluyorsunuz. ruşem amcanın kızı eda da olabilir. öğretmen olması tercihimdir.

fakirler icin evet, lakin yeterli servetin varsa bu argumanlarin hepsi gecersiz gibi bilemedim.

belirli bir noktadan sonra herkes kendi kabuguna çekiliyor.insanların yaşamlarındaki öncelikleri değişiyor bi kere, ilk neden o.sen o aşamada dışarıdaki arkadaş isen, tabii ki kimse sana "ben evliyim hastaysan bakamam " demiyor ama "benim kızı bilmem nerden alıcam ordan da suraya gitmemiz lazım" diyor.en iyi ihtimalle ertesi gün arayıp nasıl oldun diye sorulur.bu çekilmez biri oldugunla ilgili değil,evli insanların sorumluluk ve öncelikleriyle ilgili.
ama tabi ki evli olmak için de evlenilmez.şansla alakalı bir sey birazcık.hayatın boyunca birlkte olmak isteyeceğin birini bulmak pek kolay değil.

"böyle bir dünyaya çocuk getirmek istemiyorum"

vay anasını sanarsın afganistandan duyuruya giriyor,

evliliğe mantık şeysi olarak bakıyosun, bence uygun yaştan sonra (25 falan) heran olabilir, yani 40 50 ye kadar takılacak adam bulayım sonra yedekte bekleyen kıza basayım nikahı falan... olmaz

Argümanlar çok mantıklı charlotte blanc. Evliliğe hazır hissetmiyorsan zaten kesinlikle evlenme... De, çok geciktirirsen de yalnız, yavaş ve mutsuz bir ölümü bekleyen bir insan olursun büyük ihtimalle. Böyle olmayabilir de, ama çok çok küçük bir ihtimal, bekar olup ilerleyen yaşlarda laylaylom mutlu yaşamak...

Yeni bebeğim oldu ordan biliyorum. Onun, büyüyüşünü izlemek, ilk gülüşünü, ilk sesini duymak, onu büyütmek, sarılmak, kokusunu duymak gibi bir mutluluk kaynağı tatmadım ben. (Hormonlarla yönetiliyoruz evet biliyorum, anne-baba olmayanlar buna yorum yapmasın)

Dünya kötülüklerle, zorluklarla, pisliklerle, fakirlik ve hastalıklarla dolu tabi. Bu 2500 yıl önce de böyleydi, 80lerde de. Biz de kolay büyümedik. Ama mücadele edemeyecek kadar zayıf, sadece kendi mutluluğu ve zevkini, boş zamanlarını düşünen, evliliğin ve çocuğun özgürlüğünü kısıtlayacağını düşünüp bundan korkanlar, "böyle bir dünyaya çocuk getirmek istemiyorum" diyebiliyor, ki benim de böyle dediğim zamanlarım oldu. Evlenip çocuk yapmak doğal bir süreç. 2500 yıl önce de, eminim, acılarla dolu bu dünyaya çocuk getirmek istemiyorum deyip yalnız ölen insanlar vardı. Bu da normal...

Sonuçta insan yalnız ölmek üzere evrimleşmemiş. Sosyal bir varlık. Evlenmek ve çocuk yapmak da bu sosyalliğin bir parçası. Gençliğini yaşadıktan sonra evlenmeli insan. Doya doya gençliğimi yaşadım, şimdi vakti geldi artık der. Bunu da sen en iyi bilirsin içinde...

allah aşkına peki evlenip ne yapacaksın? misal bak kadir inanır hiç evlenmemiş. en doğrusunu da yapmış bence. ben de evlenmemeyi düşünüyorum. sana bakacak kimse olmayacak ne demek lan. sen çocuk yapmayı o kadar kolay mı sanıyorsun? evet ben çocukları çok severim ama kendi çocuğum olmasını istemem açıkçası. sana bakacak biri istiyorsan illa birini bulursun. ben hiç evli olup ta mutlu olan biri görmedimki. şimdi bana yok bu öyle felan demeyin.

"ben hiç evli olup ta mutlu olan biri görmedimki."

oha! evlilik 7/24 mutlu olmak değil illa kavgalı olduğun zamanlarda olacaktır ama evli olupda mutlu olmayana ben rastlamadım hiç.

Peşin not: Evet etrafımda boşanan kimse olmadı evliyim tüm arkadaşlarımda evli onlarda mutlular bende mutluyum.

Hayatımda böyle bir dünyaya çocuk getirmek istemiyorum kadar malca ve ahmakça bir bahane duymadım. sen getirme o getirmesin, kim getirsin? Sonrada ay herkes sapık ay herkes hırsız, geri kafalı diye ağlak ağlak dolanıyorsunuz.

Hacı bu ülkede inan yada inanma bir söz vardır, Yalnızlık Allaha mahsustur diye. iyi günde kötü günde yanında olacak bir eş her zaman insani bir ihtiyaçtır. Arkadaşın dostun yeri ayrı, eşin yeri ayrı.

50 yaşına gelince yanında insanlar olabilir ama akşam saat 9-10da eve girdiğinde o yalnızlığın verdiği kasvet ve mutsuzluk duygusu ne olacak?

GEnçsin sana kolay gelebilir ama rica ederim bir huzurevine, darülacezeye git, bir onlara sor bakalım 50lerinde 60larında yalnız kalmak nasıl bir duygu? 80lik ihtiyarların çocuk gibi ağladığına hiç şahit oldun mu sen, ziyaretçileri yok diye?

İnsanlık 10bin yıldır var, bazı ahmaklar sanki 10bin yıldır olan herşey yanlışmışta son 20-30 yılda herşey yeni anlaşılmış gibi bazı şeyleri savunabilirler. aile kurmak bir yaşamsal ihtiyaçtır %95 için, boşuna da ihtiyaç olmamıştır.

Ha tabi, gidip ilk gördüğün kızla evlen demiyorum, uyumlu olduğun, aklına uygun birini bul falan filan onlar tamamıyla ayrı bir mevzu

evlilik nasıl bir şeydir , bunun tanımını yapamayız, çünkü değişkendir.

ama evlilik nasıl yapılmalıdır, bunun bence tek cevabı olmalıdır ;

Birini o kadar seversin ki, onsuz hiç bir şey yapmak istemezsin. hayat onunla devam etsin istersin. Kendine güvenirsin . Ve evlenirsin.

Bunun dışında nedenlerle ve argümanlarla evlenenler ; kusura bakmayın ama o işin sonu kötü...

türklerin birbirine yapışık olarak yaşama alışkanlığı. Bundan mütevellit türk insanının bireyselleşme süreci evrimini tamamlayamaz. insan vücudu, zihni, fikri, ruhu çok eşlidir. Bu etik midir, değil midir bu tartışılabilir. Evlilik bence bir yönüyle tamamıyle sosyal yükü hafifletmek, beklentileri tatmin etmek için uydurulmuş bir sözleşme gibi. avrupa'nın bazı ülkelerinde insanlar evlenmeden çocuk sahibi olabiliyorlar. aslolan çocuk sahibi olma içgüdüsünü karşılayabilmektir. bu çocuğu büyüteyim yaşlanınca o da bana baksın, birini bulayım da evleneyim sakata gelmeyelim türk işi davranımdır. Evliliğin de güzel yönleri vardır elbet eğer ki kişiler gerçekten birey olabilmişse.

gelişim psikologu e erikson'a göre her yaş döneminde ihtiyaç duyduğumuz birtakım şeyler vardır. bu şeyler bir yandan toplumun da bireyden bekledikleridir elbette (ve insanın toplumun beklentileri ile uyumlu olmasıyla mutlu olması çok ilişkilidir).
genç yetişkinlikte de bu ihtiyaç "intimacy"dir. yani yakın ilişki, insanı pek çok açıdan doyuran tarz bir ilişki. sosyal, duygusal, cinsel, entelektüel, ekonomik paylaşımlarda bulunabileceğiniz biri...
önce bilimi arkama alır, ardından gayet nesnel görüşlerimi açıklarım:
korkacak bir şey yoktur, abartmaya da gerek yoktur. herkes nasıl evlendiyse hepimiz istediğimiz ve kendimize uygun biriyle evlenicez işte, kasmaya "ben özgürüm" triplerine gerek yok bence.

27

34

34-35 +1

şimdi ilkgençlik vardır, gençlik vardır, bir de bir insana genç diyebileceğimiz yaşlar vardır. ben 30 ların yarısına kadar diyorum. tabii kadın için bu yaşı daha geriye çekmeliyiz.

5 yaşına kadar, ondan sonra yaşlanmaya başlarız. (bi yerden çaldım bu sözü ama kaynağı hatırlayamadım)

26

29

kadınlarda 32, erkeklerde 35 gibi. niye cinsiyete göre ayırdım bilmiyorum. neye göre söyledim onu da bilmiyorum.

şimdi duruma göre değişebiliyor. bir insan 45 yaşında ölse de gençmiş deriz. 35 yaş çocuk yapmak için yaşlıdır falan filan.

35 sonrası yaşlıdır diyelim.

-6 bebek
6-15 arası çocuk
15-25 arası genç
25-45 arası olgun
45+ yaşlı

bana göre böyle. gelin görün ki +- çok oynar şahsa bağlı.

erkek 35>

kadın 30>

38

kesinlikle otuz falan değil, 32 yaşındayım ve nası' desem mesela 25 yaşındaki fiziki gücümden farklıyım mesela. Ha iyiyim hala o başka bi' şey ama o zamanki gibi değilim.

35

zamansiz olmeyen her insan genctir.

32-38. Bu aralıkta hayat faktörleri etkili olur.

gelişmiş ülkelerde 45'lik sporcular var olimpiyatlara katılan. oralarda 50 -60 gibi. türkiye'yi geç.

35

gümüş renkli çerçeve + siyah kalite cam.

erkeğim. modadan pek anlamam. ama ray-ban'in şu pilot gözlükleri yakıştı mı baya yakışıyor insana. kro falan diyenler oluyor ama bence güzel. hep almak istedim.

erkeğim. matrix gözlüğü candır.

ben de erkeğim. yaptığım kusursuz analizler sonucu vardığım kanı şu.. tipine ne gidiyorsa onu takmalısın. ama erman toroğlu'nun güneş gözlüğü örneğinde de görüldüğü gibi bazı gözlükler hiçbir insana yakışmamak üzere imal edilmiş durumda. ve ne yazık ki yurdum gençleri de bu tarz kocaman şeylere fazlaca ilgi göstermekte. gerek yok.. büyük gözlük takma hevesin varsa wayfarer ideal. wayfarer gibi çerçeveli bir şeyler istiyorsan ama büyük gözlük sevmiyorsan new wayfarer var. çerçevesiz istiyorsan da pilot var.

edit: evet, kaliteli olmalı lakin pilot gözlük dediğin.

pilot gözlüğü ve matrix gözlüğünden ölesiye tiksiniyorum.
wayfarer yakışana yakışıyor, ciks gözlükler de yakışıyor. mesela murat dalkılıç'ın kliplerinde kullandığı gözlüklere bakılabilir.

erkeklerde gözlük sevmiyoruz;göz seviyoruz.

25.

25 değil.

28 mi acaba?

Edit: 27 buldum kontrol edince

hiçbiri arkadaşlar ben de Acream gibi düşündüm. cevap 26 bu arada. nasıl yapılıyor acep ya? bir de 25 ve 27 bulan arkadaşlar nasıl buldunuz hele onu da yazın.

Surekli farkli sekillerde buluyorum haci son olarak (eger her sayinin rakami bir kez kullanilacaksa) 80 14 ve 27 de oluyor ordan en kucuk 14 olma mi ben mi yanlis anlamisim soruyu

yanlış soru mu acep? halbusi hiç hata çıkmadıydı şu ana kadar.

nası çözdünüz bir de onu da yazın la yanlışsa niye yanlış anlayalım. profesör gelse çözemez bu soruyu heyt bee.

şıklardan gidilir de ben 25'i 15 gibi gördüm pardon.

bu işin tekniği budur yani şıklardan gitmek.

soru yanlış,
şöyle ki, ab+cd+ef=121 ise 10(a+c+e)+b+d+f=121 dir. ab en küçük diyelim, demek ki a=1 olabilir, a 1 olursa, c+e 9 olabilir, kaldı 21. 21 de 6,7,8 in toplamıdır. yani rakamlarımız 16, 47, 58 veya, 16, 57 veya 48 dir.

soru hatalı. örneğin

10 24 87

olabiliyor.


edit: 121'i yanlış vermişler. mesela 121 yerine 208 olursa

97+86+25 ten cevap 25 diyebiliriz.

10+24+87 de olur. Soru yanlış. Tum rakamların birbirinden farkli olduğu düzgün belirtilmemie. Böyle soru olmaz.

Böyle soru olmaz demeyin, ösym tarzında bir sorudur bu şekli açısından.

lancelot du lac ve 44'ün verdiği cevaplar doğru.
Büyük sayının denenme sırası şöyle; 98, 89, 87.
İlk iki sayı sonucunda rakamları farklı birbirinden farklı iki basamaklı sayı çıkmayınca 87 deneniyor ve geriye 34 kalıyor. Buna göre büyük 24, küçük 10'dur.

Sonuç: SORU YANLIŞ (Rakamları birbirinden ve sıfırdan farklı denseydi bile istenilen en küçük sayı 13 çıkıyor.)

aradığımız sayı en küçüğü ise, diğer ikisi olabilecek en büyük iki basamaklılar. bir sayıda aynı rakam olmayacağından, biri 98 diğeri 97 ve toplamları da 195 eder. 121 etmesi için de diğer sayı 26 olmalı.

@tedirginlik hucresi

195+26=121

diyosun yani???

yenikapıya bi şekilde ulaş sonra feribot.

metro aksaray yapıp denizotobüsü ile geçilebilir ama deniotobüsü saatlerine bir göz atın önce.

yada esenlere nasıl giderim?
atatürkten esenlere servis var mı?
servis yoksa taksi ne kadar tutar?

Atatürk Havalimanından havataşa binip (dışhatlar geliş çıkışından kalkıyor) yenikapı da inerek feribot ile geçebilirsin, ya da;
Alt kattaki metroyu kullanıp Otogara gidersin (20 dk) oradan da herhangi bir firma ile Bursa ya geçersin.
Feribot seferleri için; (git: www.ido.com.tr)

havalimanından esenlere doğrudan metro var hocam.3-4 durak gibi birşey olması lazım.

metroyla git esenlere. otogar 3-4 durak değil 30 dakikası var

abdi palas iyidir, ama sorduğun sorular tamamen random. kaldığın kattaki, yanındaki altındaki tiplere bağlı.

bi de çok yüksek kattan oda alma, bok kadar manzara için her gün 7 kat yürümek zorunda kalıyordum, sonunda yurttan çıktım.

yeri muhteşem değil. maçka'da olması da pek doğru sayılmaz. daha çok valideçeşmede, beşiktaş'a gerçekte maçka diye geçen yerden daha yakın. asıl maçka teşvikiye'nin altında, nişantaşı'na çıkarkenki lüks semt. akaretler'in sonundaki caddeden başlıyor. itü binalarının yeri ise sadede ismen bu semtin içinde. hem maçka'da olsa ne yazar, oradaki lüks hayat ve abdi yurdu ancak tezat oluşturur. istanbul'da beşiktaş kadıköy şişli vs semtler insana ortalama bir hayat sunar. muhteşemlik arıyorsanız boğaziçi, ulus, ataköy vs yerler tercih edilmeli :)

biraz yurttan bahsedeyim. bu yurtta kalırsanız bir süre sonra yokuş çıkmaktan bıkıyorsunuz. unutkan bir tipseniz hayata lanet edebilirsiniz. devlet yurdu benim kaldığım dönemde insanlık dışı bir yerdi. 12 13 metrekarelik bir odada dört kişinin kaldığı, tuvalet ve banyonun koridorda, alaturka ve ortak olduğu, odalarda dolap ve komodin haricinde bir şey bulunmayan, giriş çıkış saati, misafir yasağı olan bir yurttan ne beklenebilirse o kadar işte. gürültü, ışık konusu odadakilere ne derece söz geçirebildiğinize yahut odadakilerin karakterine bakıyor. benim ilk düştüğüm odada sabah 4e 5e kadar batak oynanıp sigara içiliyordu. temizlik sabah yapılır. odaların kapısı kilitli olmadığı için temizlikçi sabah zart diyye içeri dalar, ortalığı toza dumana katıp işini bitirir çıkar. bütün bunların o paraya (ayda 90 tl) yine çok iyi olduğunu söyleyebilirim fakat iki üç katını verip daha iyi şartlarda yaşatan bir devlet yurdu olmasını isterdim. bütün bu saydıklarım sizin için "üf bunlar ne ya" tarzında şeylerse çok eğleneceksiniz. edirnekapı ve atatürk öğrenci sitesi'ni 2007 2008 yıllarında dolaşmıştım. oralar çok daha berbattı. sanırım ikisini de yıkıp yeniden yapıyorlar veya yaptılar. abdi renovasyon geçirmişti ben 2007de geldiğimde. 17 yaşında, gerçek hayatla ve özgürlükle ilgili hiçbir bilgisi olmayan saf bir genç için oldukça güzel görünüyordu. zamanla içinde yaşayınca anladım ki ben bir odada dört kişiyle uyum içinde yaşaması mümkün olan bir adam değilim. genel olarak sosyoekonomik durumu düşük insanlar yurtkuru tercih etmek zorunda kaldığı için saçma salak bir sürü insanla muhatap olmak olası. dahası için (bkz: abdi ipekçi erkek öğrenci yurdu/@i ve been mistreated)

yine de moralini bozma. bunlar benim fikirlerim. sen umarım çok mutlu olur ve güzel bir hayat yaşarsın orada. en büyük tavsiyelerim odanı ilk iki, bilemedin üçüncü kattan seçmen ve yurda girerken yangın merdivenlerini kullanmandır :)

ev bulamazsam son çare düşünücem ama ben de senden geri kalmam sanıyorum :/

nesini anlamadın ben de onu anlamadım :S

maps.google.com

adana'dakini bilmem ama naçizane tavsiyem deulcom'a gitme.

kendi dersanem diye söylüyorum, english home iyi bence. sınavı da kazandım ben, girişte baksana bi adım yazılı mı. değilse gitme oraya çok kötü bi yer.

english home.

english home. uzman'dan uzak dur aman!

@hjarteblod hangi sınavı kazandın, yds mi, kpds mi, hazırlık muafiyet mi?

@kugsel adam, lys. işte lise bitti üniversiteye geçtim.

bana da bir şey gelmedi. beklemekten başka yapılacak bir şey yok.

arkadaşlarıma 2 yılı geçtikten sonra cevap gelmişti.

Ve sonunda yanıt geldi. Çok ilginçtir buraya yazdıktan sonra cevapladılar.

"Sayın İlgili,

Yeni dönem kurs tarihleri MHK trafından belirlenecektir ve bulunduğunuz ilde başvuru tarih önceliğine göre kurs sıranız geliğinde size kurs tarihinden en az 15 gün önce bilgi verilecektir.
Saygılarımızla.."

krediye çevirdiklerinde adrese mektup yolluyorlar.

borçlu değilsin (henüz) farkettikleri an krediye döner.

evet.

evet kesinlikle bildiğimiz şarap. lokantalarda, hatta lüks lokantalarda masada açılıp şişenin hepsi bitmemiş şaraplar bu iş için kullanılır.

yemekte kullanacağın şarap için çok kaliteli bir şey almana gerek yok ama oturup içemeyeceğin şarabı da yemeğe koyma.

yemeklik olanlar italya'da meyve suyu gibi karton kutularda satılıyor ve sudan ucuza ama daha düşük kaliteli oluyor. türkiye'de görmedim.

Ben de öyle hissediyorum da ne yapalım öyleler. Bazıları bilmiyor, bazıları unutuyor, bazıları umursamıyor.

Edit: @xenophobe: 2-3 haftadır ilk defa tikle ilgili duyuru gördüm, insanların tik alamamasından rahatsız olmasından çok senin bunu görünce hallenmen ilginç bence.

Edit 2: Ayrıca bu kadar format kaygısı olan bir yönetimle bu tik olayının önemli olması gayet normal bence.

Edit 3: @sadun: Sen de mi tiklemeyeceksin yoksa :)

compumaster burayı okuyorsan alla aşkına kaldır şu tik sistemini. cevap yazan yazsın yazmayan yazmasın. anasayfadaki 50 duyurunun 60 tanesi tikle ilgili olmasın artık.

hissetmiyoruz, rahatsız etmiyor.

edit: senin 2-3 haftadır ilk defa görmen benim 4 senedir 1000 kere gördüğüm gerçeğini değiştirmiyor.

tik olayı önemlidir arkadaşım. kusura bakmayın o soruyu sorup cevap bekliyorsan sana cevap verenleri adam yerine koyacaksın. ayrıca hangi cevabın doğru ya da işe yarar olduğunu göstermesi açısından da önemli.

tik olayı nedense çok kafaya takılıyor. madem şu tik olayını duyuruyu açandan bağımsız oylamalı olarak da "cevap budur" a getirin herkes rahatlasın. 10 adet çoh doğru oyu alan adam tiklensin duyuru sahibinden bağımsız. cevap veren adam da çok büyük problemler çözdüğünün onayının verdiği sevinçle hayatına devam etsin.
hayır problemlere de bakıyorum, biri diyor ki kuşum hasta napayım, öbürü diyor ki kolaya buz koysam olur mu. diğeri çıkmış hangi filme gideyim. çok basit sorulara yine yüzeysel cevaplar ve tavsiyeler genelde. niye büyütüyonuz bu kadar.
neyse.

ben de daha yeni sorduydum. acayip bi durum. bence üye olurken tembihlensin tik atın cevap aldığınızda diye.

www.eksiduyuru.com

toptan atıyor olabilir ben 1 ayınkini yeni attım önceden mobilden girdiğim için.
hem önemli de değil,en çok tik alana bişeyde vermiyo compu

yardım ettin çıktın gittin. daha ne? tik koysa ne koymasa ne.. üşenmekle de ilgili değil bence.

Çok takmamak lazım belki bilmiyor olabilir, bu konu için yeni kayıt olduğunuzda ilk defa girenlere bilgilendirme amaçlı pop-up açılabilir. Daha çok verilen cevap kendisi için olumsuz olunca tiklemeyenler rahatsız ediyor beni.


Ekleme: tik atınca cevap verildiğinin zannedilip cevap vermekten vazgeçenler olabilir. Bu durumun önüne geçmek için de tik atmamış olabilir, sonra unutmuştur.

bu tik olayı boşuna getirilmedi sanıyorum. ekşi duyuru'nun özelliklerinden biridir bu. karşındaki adam duyuruna "cevap" niteliğinde bir şeyler yazmışsa, -olumlu/olumsuz farketmez- o tik konacak. bu kadar.

gerçi kullanıcıların çoğu bu özelliği bilmiyor galiba.

evet

evet

evet

evet.

hayır

belki

hoşuma bile gider, evet.

only dad can judge me gibi barzo dövmesi değilse evet. barzo dövmesiyse hakkaten hayır. ayrıca evet, gerçekten dad can judge me yazıyordu. üzücü.

kısmet.

hayır kesinlikle evlenmezdim

evet

bu soruyu soran bir kafa, bir gün birisiyle evlenecek ne acı.

Bence akli varsa dovmeli kiz seninle evlenmez.

ekşi anket'i açın dışarıya yav.. bu ne artık...

cevap: veremedi.

üstüne dondurma döküp ham bile yaparım

evet

evet. (dövmeyi yeni yaptırdıysa sağlık kontrolü talep eder ve herhangi bir sağlık sorunu yoksa evlenirdim)

sağlık sorunu olabilir çünkü dövme ile hepatit ve hiv virüsü bulaşabiliyor..dövme sağlıklı birşey değil..mutlaka hiv ve hepatit testi isterdim.

haram! haram!

hayır

ejderha dövmesi olmadıkça, hayır.

evet. ne saçma kriterler bunlar? diyecekken düşündüm de...

hayır.

evlenirim ama içim kan ağlar.

hayır evlenmem.

kücük yildiz ve kuslar niye haric tutuluyor onu anlamadim.
haramsa büyügü de kücügü de, kusu da böcegi de haram/günah/her neyse.

peki ya allah dövmesi varsa nolcak?

soruya cevap: dövmesi olup olmamasi evlenme kriterlerim arasinda degil.

@shia alia küçük yıldız falan bi anlık heves kabul edilebilir olduğu için o.. konunun zten haramla ilgisi yok sadece vücuduna kocaman bir gül veya herhangi bir resim yaptıran kişinin kabu edilebilirliği..

porno yildizlarinin hepsinin dovmesi var o yuzden evlenmem orosbu gibi gelir bana, icimden bu kiz orosbu galeba derim dovmeciye verdimi acep derim

evet

ne alaka ya temiz igne kullanirsa dovmeden hastalik gecmez

eski sevgilisinin adı falan yazıyorsa hayır. zira sevgilisinin adını dövme yaptıracak kadar sevmişse mutlaka hala aklının bir köşesinde o vardır.

yoksa evet niye olmasın?

katatürk dövmesiyse hayır

hesap özetine bak internetten. orada görünüyorsa sorun olmaz bence.

proxy i bilmem de , otobüs firmasının müşteri hizmetlerini arayın. internetten bilet aldım en sonunda hata verdi, alabilmiş miyim kontrol eder misiniz diyin. eder, söyler.

spam'e bak...

hangi şehir hangi birey .. +yayınları iyidir kendisi de vasatın üstündedir biliyorum

yayınları iyidir, zor diye bilinirdi bizim zamanımızda.

nabalım internette takılıoruz öyle..

Kafam karışık..dış ticarete bulaşacak gibıyım.gecım derdı..yoksa kesın gazetecı olurdum.zaten hep boyle hayalı kurulan ve olunamayan bı meslek dalı mevcuttur

merkez bankası nasıl bir tecrübe sizce?

muhasebe işleriyle uğraşıyorum.

abim var bankacı.

mali müşavirim. bi firmada çalışıyorum.

Gidiş dönüş uçak biletlerinde listelenen uçuşlar gidiş ve dönüş olarak ayrı gösteriliyor. Örneğin gidiş bugün, dönüş yarın olsun. Bugünün uçuşları üstte, yarının uçuşları altta yer alacak şekilde iki ayrı liste görünür ve her yazılı fiyat o uçuşa ait fiyattır. Sayfanın en altına inecek olursanız toplam fiyatı da yazıyordur.

gidis dönüs daha ucuzdur.. normaldir.. pegasus sunexpress gibi firmalarda böyle degildir ama lufthansa gibi firmalarda tek yön bilet, gidis gelis biletinin 2-3 kati olabiliyor..

gidis donus tek yonden az ucuz ya da ayni olabiliyor, oluyor, ozellukle uzun parkur ucuslarinda insanlari cift tarafli bilet satin almaya sevk icin-geregi yokken, ne yapsaniz o fiyata mahkumsunuz, tek yon bilete ihtiyaci olani cezalandirmak icin. ama sizin kadar buyuk fark varsa ve thy sayfasi ise, muhtemelen himmet dayi nin soyledigi hal.

işin mantığı şöyle. şu anda eylüldeyiz mesela. avrupa'daki gurbetçiler türkiye tatillerinden geri dönüyor. istanbul'dan avrupa'ya inanılmaz bir yoğunluk var ama avrupa-istanbul yönünde uçaklar boş gidiyor. çift yönlü bilet satmak için bu tarz işler yapılıyor bazen. tek yön 1000'ken gidiş dönüşün 1200 olması gibi ama senin dediğin durum biraz da dönüş uçuşunda yolcuyu kaçırmamak için yapılıyor. rakibe gideceğine bende kalsın diye. 1000 dolardan 600 dolara düşmesi biraz abartı geldi bana ama 100-200 dolarlık fark olur dediğim sebeplerden.

gidiş-dönül alıp belli bi süre sonra tek yönün iptalini isteyin bence. daha avantajlı olur.

Valla new york istanbul ucuslarina bakiyorum. Gidis donus toplam fiyat 600$ civari bir sey oluyor.

ingilizce letter of motivation diye yazarsan orada bu tür cümleler fazlasıyla bulunuyor örnek mektuplarda.

mezuniyet konuşması yaptığınız anlamına da gelir, daha fiyakalı durur.

valilik ya da kaymakamlıktaki tüketici hakem heyeti işinizi görür.

geçen gün yine duyuruda birisi bu 532 li hatlardan icra durumuna düşeceğiz diyordu.aman dikkat

aynen öyle tüketici mahkemeleri .

benzeri başımıza geldi.

babam, bir ay kadar önce bir gsm operatöründen diğerine geçiş yaptı.
geçişi yapmak için babamı yönlendiren gsm operatörünün şube görevlisi internet artı görüşmeye 30 lira ödeyeceğini söylemiş.
hat açıldıktan 1 hafta sonra güncel fatura 100 lira olunca bir de baktık ki adam internet paketi tanımlamamış.
firma'ya gittik ve baktık yan çiziyorlar operatörü aradık.

babam her gün inatla bayi ve operatörü arayıp hukuki kanalları kullanacağı yönünde tehdit etti.
en son operatöürün twitter hesabına baya bir güzel döşeyip anlattı durumu.

en son bayi'ye ödetmiş operatör fatura'yı.

diyeceğim şudur ki; millet uğraşmayı göze alamadığı için bunlar habire adam söğüşlüyorlar.
siz siz olun hakkınızı alana kadar peşini bırakmayın.

öncelikle bayi'yi hukuki kanalları kullanmakla tehdit edin.
ardından operatör firmanızı arayarak durumu anlatın ve bilgi sahibi olmalarını sağlayın.
daha sonra tüketici hakem heyetine gidip dilekçenizi bırakın.
en son sosyal medya(twitter, vb.) kanallardan durumunuzu anlatın.

işadamı..

işadamı.

işadamı..

aşk ile saplantı arasında fark var. eşkiya da 35 yıl hapiste kaldı ama unutmadı keje'yi. "bıçaklandım ölmedim, hasta oldum ölmedim, senin için yaşadım" diye nasıl beklediğini anlatıyordu keje'ye. berfo'nun yaptığı kalleşlik. her tarafı aşk olsa ne olur.

hah buldum : www.youtube.com

www.youtube.com

işadamı daha çok sevseydi keje işadamına konuşurdu eşkıyaya değil.

sen elmayı seviyorsun diye elma da seni sevmek zorunda değil derken keje'nin eşikay vs işadamı aşkı mevzuunda belirtmek isterim ki ; aşk cesarettir , vazgeçiştir , kaybediştir, umutsuzluk , mutsuzluk aynı zamanda ''ya şimdi olursa'' umududur.bu şartlar altında işadamı kalleşte olsa ipnede olsa şerrrefsiz de olsa kejeye daha çok aşıktır. feda ettikleri ( en iyi dostu , geçmişi , sevdiği kadını elde etmek için o kadını ilelebet kaybedişi ile) aşkını mühürlemiştir.

işadamı +1

sayıldaki matematikle tm'deki matematik arasında bir fark yok. çalışana ağır değil.

tm bölümünü seçtiğinde okuyacağın dersleri soruyorsan eğer,
matematik ağırlığı göreceli. aslında ağır değil ama çarpım tablosu bile sıkıcı be dersen ağır.
matematiği boşver geometriyi düşün asıl.
derslerin şunlar olur:
felsefe, sosyoloji, sanat tarihi, az tarih, çok coğrafya, edebiyat, dil anlatım, matematik, geometri, uzay geometrisi

matematik temelin yoksa ağırdır. var ise planlı çalışmayla halledilir.

Ulastim. Ne kadar ozel bir soru olabilir ki burada sorulamayan?

e yağnii..

O anki azgınlık başlarına vurmuş bi şekilde bunu yapıyorlar, yoksa cesaret etme falan yok..

maymunlarla yaparsan var..aids böyle ortaya çıkmış deniliyor..bazı hayvanlar hepatit b,c gibi hastalıklar taşıyabiliyor.

farklı familyalar birbirini dölleyemiyor, mümkün olsaydı ülkemiz eşek-insan, köpek-insan vakalarıyla dolu olurdu.

Frengi hastalığı develerden geçmiş soljenitsin sana katılıyorum çok tehlikeli,
Bu işi yapan insanlar psikolojik sorunlu insanlardır cesaretle alakası yoktur. insan spermi/yumurtası ve/veya hayvan yumartası/spermi kromozom yapıları gereği döllenme gerçekleşemez

kendim için sormuyorum merak ediyorum. mümkün değilse türkler nasıl kurttan türediler?

türklerin kurtlardan türediği, türk mitolojisinde geçer dostum. mitolojideki her olay gerçek değildir.

"mümkün değilse türkler nasıl kurttan türediler"
bu sorunun cevabını bilim adamları hala bulamadı.

deneye gelince verdir ama aciklamazlar bunlari tepki ceker. ama afrikada ve diger gelismemis ulkelerde ve bazi issiz adalarda bu tip ve diger utopik deneylerin yapildigi soyleniyor. ben olduguna inaniyorum.

bu sacmaliklarin ve gizli tutmalarin sebebi aptal bir cenini genetik olarak urettigin icin onun insan sifati gormesi sacmaligi ve onu yoketmenin suc olmasi.

ayrica aids maymun duzmekten gecti denemz genelde eti yuzerken kanli doku eldeki kesikle temas ediyor deniyor fakat bu insanlar eskiden beri maymun yiyorlar veya sikiyorlar neden cok onceden aids olup yok olmadilar.

aids in cikisi ile ilgili 1950 de afrikada yapilan bir asi deneyi gosteriliyor, asilari uretirken maymun dokusu kullanmislar ve maymunlar hiv in atasi olan bbir virusu tasiyormus.

www.beastforum.com

sorunun cevapları burada.

iplikçi öte yandan Aids virusunun çıkış yeri afrika olarak biliniyor bu insanlar eskiden beridir dünyadan izole yaşıyorlardı taaa ki kölelik olana kadar, bence maymun siken afrikalı köleler modern dünyaya bu hastalığı bulaştırdılar,

Wikipediada afrikada maymun eti doğrarken geçtiği yazıyor ama 2 paragraf sonrası için aynı tanımlar kullanılmıyor ,Bu virüs oldukça hassastır ve vücut dışında havada ve suda uzun süre yaşayamaz. Bu nedenle bulaşması için vücut sıvılarının doğrudan teması gerekir. aids yalnızca kan ve kan ürünleri cinsel ilişki ile geçer deniyor.
Dolayısıyla ben bu durumda Afrikalıların maymun sikerek modern dünya insanına bu hastalığı bulaştırdığını düşünüyorum

Abi 10 günlük maymun leşi mi yiyor adam? Manyak mısınız nesiniz. Yeni öldürdüğü maymunu kesiyor. Elbette şartlar uygun. Yok ama illa maymun sikmekten olduğuna inanacaksınız ki arkadaşlara anlatacak hikaye olsun.

öncelikle türler arasında döllenme olmuyor çünkü kromozom sayıları falan tutmayınca embriyo yaşamıyor.
ikincisi, türkler kurtlardan gerçekten türeseydi ortalıkta zeus'un çocukları da dolaşırdı.
üçüncüsü, aids bulaşması için iki kişininde vücut sıvısının temas etmesine gerek yok, aidsli kan açık yara olmasa da tenine temas ederse bulaşma riski çok fazla. o yüzden maymunu avlayıp keserken bulaşabilir.

Türklerin kurtlardan türemesi tüp bebek yöntemi ile gerçekleşmiştir.

never try to copy of us

- Beware of counterfeits (genelde kullanılan)
- Only look out for genuine XXX products! da olabilir.

all rights reserved

malesef onun gibisi yok..

gta 4

gta episodes from liberty city

max payne

Point otel

trump towers - pure jatomi fitness

trump towers'ta bir spor salonu var.

pureturkiye.com

edit: benden önce söylemişler :(

elit residence'ın altında sports international var.

cevahir'in hemen yanından da girebiliyorsunuz.

fiyat da yazzın la!

evet fiyat olsa hagaten süper olurdu ama şart da değil

paris'de bol bol gezilir yapilacak seyler az cok belli.

madeleine kilisesi, eiffel, parc du champ de mars da gezebilirsiniz.. elbette notr damme, pere lachaise'e gidebilirsiniz. Tonla müze var söylemeye gerek yok sanırım. Yemek konusunun ucu açık, biraz fiyatlar yüksek ama st. bastille meydanındaki roquette sokağında yemek yiyebileceğiz güzel yerler var, fiyatları da nispeten uygun.

tren ve metro biletleri için automat'lar var kredi karti kabul ediyorlar oradan alabilirsiniz akbil benzeri bir manyetik kartlari var, navigo mu navpass mi neydi. Onlardan da alabilirsiniz. Müzekartları hakkında bir fikrim yok.

aramaya inanın..

paris her yıl aynı paris değil mi(: amelie nin çekildiği mont martre ı gezin. gezi treni için aldığınız 6 euroluk bileti atmayın. gün içinde istediğiniz kadar gezebilirsiniz. gezi 40 dk sürüyor.

sacre coeur'e gidin, jardin de luxembourg'a uğrayın, notre dame'a zaten gidersiniz. Herhangi bir şarap evine girip şarap için, güzel pastahanelere gidin, kahvaltı edin, değişik değişik krepler yiyin, bol bol peynir yiyin. Pont neuf'ü görün, Champs-Elysées ve müzeler de zaten bilindik şeyler.

bir de şuraya göz atın gitmeden, belki yararı olur.

wikitravel.org

telefon edip sorun, yer varsa kabul ediyorlardı sanırım.. Öğrenci olduğunuz için sorun olmaz diye düşünüyorum

nereye telefon edelim, yurda mı müdürlüğe mi.. ?

kalmayı düşündüğün yurdun müdüriyetine.

abartmayalım.kuzey kore'de daha düne kadar hamburger-pizza yasaktı.bu sene kalktı yasak.başkanları ölmese daha çekicekleri vardı.oğlu insaflı çıktı en azından.kadınların 20 yıldır bisiklete binme yasağı gene bu sene kalktı.adamların yurtdışıyla resmen ilşkileri kesik.bi röportaj vardı hatta millet michael jackson'ın öldüğünü bile bilmiyo.haberleri falan hep farklı.tv'de hep trt tarzı kanal.yorumu sana bırakıyorum.türkiye gene iyi...

edit:benim ünlü sözüm vardır:kapitalizmin avrupadaki başkentidir:TÜRKİYE diye...

kuzey kore gibi bi ülkeyle uzaktan yakından alakamız yok :D

Sanırım hiç bir zaman..bir kurtulus gunu fılansa mıllet cıksın sokaklarda şenlıklerle fılan kutlasın.topla tankla hala neyı garıntı altına alıyosun be adam?

Zafer bayramında yine nispeten mantıklı.

Sen salak mısın ya. Saygı duruşuna geçeceğin yerde gördüğünde ettiğin laflara bak. Ya açın bi nutuk okuyun bi öğrenin bu halk nelerle savaştı kurtardı bu toprakları bi düşünün allahınızı severseniz.

ZAFER BAYRAMI LAN O ZAFER :(

Ağlamak istiyorum. Bu dedelerimiz, nenelerimiz ne için savaştılar ne için :(

haklısın hakkaten, şu milletin varoluş çabasını başka şeylerle kutlamak lazım, misal büyük partiler, konserler falan...
ne bileyim misal çocuğunun rızkını, çorabını kıyafetini orduya vermiş bir milletin torunlarıysak eğer böyle askerle tankla tüfekle bişi olmaz.
Zaten Cumhuriyet Bayramı da gereksiz dimi, 23nisan da, 19 mayıs ta...
hele 30 ağustos Zafer Bayramı epten gereksiz yani, onca top tank bilmem ne dünya mazot harcıyorlar...
doğru aslında...

vay be Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "muasir medeniyetler seviyesi" diye öğütlediği şeyi nasıl anladığımızı şuan daha iyi gördüm.
valla ne diyim Allah selamet versin hepimize, bu millete, bu vatana...

@icemanr + 1 onyüzbinmilyon

hangi milli bayramımızı layıkıyla tüm halk olarak, çoluk - çocuk - yaşlı - genç - dinlisi - dinsizi - kadını - erkeği ile millet olarak (hafta içine denk geldiğinde) işverenler olarak kutluyoruz da hala "resmi" kutlamalara laf ediliyor ben de onu anlamıyorum.

dünyada kaç ülkenin bizim kadar sonsuza kadar sevinç, heyecan ve gururla kutlamayı hak edecek değerde bir geçmişi var ki.. çoğu kıytırık tarihlerine bizden çok sahip çıkıyorlar..

Süreyya operasında olabilir.

fulya sanat var.

Akm 2013 sonunda acilmasi ongoruluyor.

Operalar su an sureyya (kadikoy), fulya'da, ist opera festivali zamanlarinda yildiz ve topkapi saraylarinda, bazen de halic kongrede oynaniyor.

Not; akm de oynanabilen o buyuk capli oyunlar tabii sahnelenemiyor sureyya da. O yuzden de akm cok onemli.

7 dklık video linkinden nerden bulalım hoca biz onu?

gördüğün gibi dolabın üzerine yapıştırma uygulanmış, güzel bir dolap edinip ölçülerini tabelacıya bildirirsen böyle bi sticker yaptırabilirsin. sağlıklı olan dolabı direk tabelacıya götürmen onlar daha iyi yaparlar

benlikle ilgili olarak say yayınlarının psikoloji setlerindeki kitaplara bakınız. freud, adler, jung ve öğrencilerinin kitaplarından oluşan bir set.

ben de araya şunu sıkıştırmak istiyorum. hangi üniversite ne araştırması yapıyor bunu nasıl bulabiliriz? örneği aklıma takılan "nazar" konusunu inceleyen araştırmacılar nasıl bulunur?

çünkü bunlar bulunduktan sonra bunların eserleri okunarak başlanabilir diye düşünüyorum.

sevgiler.

1) www.metiskitap.com

Şu sıra böyle çok insan var. Bir süre sonra alışılıyor.

olsun.

bu yüzden odtü bilkent yazmadım işte. (:

@even i say faith no more +1. aynen gittim bogazici okudum. cok memnunum.
@ramsesseum gecmis olsun. allah tez zamanda kurtarsin. istanbula bekleriz. en kotu izmir de olur.

gayet normal. bu kadar rezil, yeşilden yoksun bir kentden her normal insan nefret eder.

ankara hepinizi sindirecek! pis sahil insanları..
alışıyorsun zamanla. ne istanbul'u, ne izmir'i arıyorsun.

biriniz de iyi bişeyler deyin lan ankara için. üni. için istanbuldan gitmeyi düşünüyorum.

şehir içi en yüksek yeşil alan miktarı olan şehre çöl demek.

(bkz: ignorance is bliss)
çözüm için;
(bkz: bsg)

seğmenler parkına alalım sizleri :D

ankara çöl zaten öyle hissetmeniz normal.

google books downloader diye bi' zımbırtı vardı sanırım. yalnız senin gördüklerin, kitaptan belirli bölümler. her bölümün ilk birkaç sayfasını görebiliyor olman lazım. neyse bahsettiğim programla birkaç kitap indirmiştim hatırladığım kadarıyla, hala varsa işine yarar.

şunu da öğren işine yarar . scribd'deki kitap nasıl indirilir?

alabilirsin
fark etmez

www.adlisicil.adalet.gov.tr

herhangi bir savcılıktan sicil kağıdı alabilirsiniz. 2 gün önce aldım. para bile almadılar..

bedava... 2 gün önce aldım bende.bakırköy adliyesinde ama hepsi veriyor.tc no yeterli..ama kimlikte olacak

Bedava mı oldu? Geçen sene 5 lira verdim çağlayan adliyesine :S

teşekkürler,kadıköydeki nerede peki?

çağlayandan beleşe aldıydım.

bit.ly

..be sahred, if so it wouldnt be loneliness.

ikincisi daha şiirsel olmuş.

jilet bıçağı makineden daha iyi. makinalar da sinek kaydı yapabiliyor ama eğimli yerde uğraştırabiliyor ve biraz acıtabiliyor. ustura olur belki.

ustura kullanabilirim dersen ben de onu tavsiye ederim. zamanında 2-3 yıl dayımın erkek kuaföründe çalışmıştım oradan biliyorum. çevrende böyle genç kuaförler değil de daha çok +40-50 yaşlarında berberlik yapan amcaların yanına bir uğra, onlar yardımcı olur mutlaka.

ustura.

sinek kaydı diyon da batık olayına da dikkat etmeni tavsiye ederim. ben de mesela çok fazla oluşuyor o yüzden jilet kullanmıyorum. makine takılıyorum.

Gillette fusion proglide power da kullandın mı? işe yaramaması imkansız gibi de.

kolpa plastik gillette tarzı şeylerle zor hacım.
şu siteleri incele
www.geltir.com
tiraskeyfim.blogspot.com

wilkinson sword classic gittigidiyor da 15 liraya filan bulabilirsin. markette falan daha ucuzdur ama bulabilirsen tabi.

Denedim verdiğiniz linki, wilkinson sword dan memnun kaldım. Hayatımın en rahat traşıydı.

galaxy s3 döver alır

Sony tabi ki.

mutluluk cubugu olarak mi?

Kıyaslamaya gerek yok bence.

S III

ben ikisinden de daha seksiyim. en seksi benim.

hangisi daha seksi deniliyorsa konuşmaya gerek yok ki

donanım ve yazılım konusunda s3 xperia'nın eline verir ama tasarım konusunda vasat bence. xperia diyorum.

ikisini de elime alıp kullanmışlığım yok, malzeme kalitesi falan gibi konularda yorum yapamayacağım ama;

sony tabii ki de lan. galaxy s iii'ün o kadar kişiliksiz, tanımsız ve de yuvarlak bir tasarımı var ki, kullanımdan kalkar kalkmaz kimsenin hatırlayacağını bile sanmıyorum.

sony diğer yanda karakterli bir telefon yapmaya çalışmış ve hatta marka çizgisine uygun olmasına özellikle dikkat etmiş.

dolayısıyla sony ağır basar, bence karşılaştırmak bile saçma.

sadece tasarımsa afedersiniz ama xperianın üstüne yok. çok klas duruyor.

galaxy s3ün tasarımı çok basit. ama donanımda 3e 5e katlar xperiayı

SONY tabiki..

yalnız onlar yıkıldıktan sonra roma hemen yıkılmadı ki.

Scipii: My family, the House of Scipii, are beloved of the gods. A proud boast, but true all the same. In return we have served Rome, ruled well, led her armies to glory; it has cost us dearly, despite the love of the gods. Sometimes the hatred of men is stronger. Our dead lie in many graves, put there by Carthaginian swords...and a few Greek ones. Even Roman blades have taken Scipii lives; that, we do not forget, or forgive. So, now our time has come. The spirits of the dead cry out for blood. I will lead our family in this undertaking. The gods will grant us vengeance. When Sicily is Roman, when Carthage is crushed, when the other Roman families are gone, when the world is mine...then I will stand before the gods and be worthy of their love. And worthy to rule Rome!

Julii: Gods...I hate Gauls. My grandfather hated them too, even before they put out his eyes. Did you think I'd be out here on the frontier without good reason? Yes, Rome needs a strong frontier. No, Rome doesn't need unwashed barbarians at her gates! So, that's why I'm here, the leader of the Julii: to bring Roman order to stinking Gauls. Revenge? That'd be good too. This war against the Gauls won't last long, and when it's done, I've got plans. This is all about power, power in Rome. Going down that road means dealing with all my rivals: the Senate, the Greeks, those Carthaginian elephant-riders, the Scipii and the Brutii families too. After all, the man who controls Rome rules the world...and one day, I will be Emperor.

Carthage: Last night, the crying of the children kept me awake...and I had a terrible vision. I saw the fall of our city: bleached bones under a harsh sun; Carthage, gone! Why would Baal send such a vision? He is not cruel; he has watched over us. We have had victories aplenty in war. Our merchants sail to all corners of the world. Yet even now, I fear. I cannot help it. We are the envy of lesser men. They tell terrible lies about us. They do not understand, so they lie. But the Romans, they are the masters of falsehood. War will come, I am sure of it. So. I will have no more false visions...and I think the children will be quiet tonight.


Bunlar da dönemin duygularını yansıt

Burada, aslında Roma için iki problem var. Öncelikle Kartaca Akdeniz'in karşı tarafında ve kuşatmasının zorlu olacağı kesin. Zira Roma, karacı bir devlet ve askeri operasyonlarda,normalde donanmasına değil lejyonlara güveniyordu.

İkincisi sizin sorduğunuz denge meselesi ile alakalı, Akdeniz'de ilk çağda korsanlık yaygın hem de çok yaygın. Kartaca Roma'ya düşman bile olsa güçlü bir devlet ve sahip olduğu otoritesi sayesinde korsanlığı engelleyebilecek kapasitedeydi. Roma, Kartaca'yı yıkıp da, kendisi o bölgede tam hakimiyet sağlayamazsa, Akdeniz ticaretini, korsanların sekteye uğratmasından çekiniyordu.

harley bile benim için ilgi çekmiyor, garipsiyorum o ortamı.

Bu motorların hitap ettiği kitle vardır, bunun da parayla ilgisi yoktur diye düşünüyorum. kayra gibi benim de ilgime çekmez harley..

Benim yurtta kalan arkadaslarimin geneli ozel yurtlarda kaliyor.

benim bi arkadaş beşiktaş belediyesinin yurdunda kalıyor geçen sene 200 lira veriyodu bu sene ne kadar bilmiyorum.

bahsettiğiniz insanlar galatasaray üniversitesinde öğrenci değil mi ?

ben ve arkadaslarim Galatasaray Universitesindeler,evet.

henüz ilk defa (16 ağustos) girdiğim kampüste nedense yurt olmadığı hiç dikkatimi çekmedi. o manzaranın karşısında uyumak iyi olabilirdi fakat yok işte. özel yurtlarda fiyatlar 250TL civarı ortalama. koşulları iyi olsa gerek. fakat kampüs ana kapısının önündeki caddeyi hiç sevmedim.

@fraise sen yurtta kalmıyorsun sanırım arkadaşların ortalama kaç para veriyorlar yurtlara ve memnunlar mıdır ?

@yazaratar iyi bi araştırma yaptıysan beni bilgilendirebilir misin ben üniyi kazanmayı beklemiyordum hiç araştırma da yapmadım yeni yeni bilgilenmeye çalışıyorum

Ben yurtta kalmiyorum da ozel yurtta kalan arkadaslarim da memnunlar.Fiyatlar genelde 250 300 civari yanilmiyorsam ha 1000 liraya kadar cikmasi da mumkun senin tercihine gore ama genelde butun yurtlar aynidir zaten :)

bağlarbaşı'nda eve çık. erasmus veya yakın bir arkadaşınla. hem çok daha rahat edersin hem de evde yaşamayı öğrenirsin. yurt bence ücretine göre fazla sıkıntılı oluyor.

facebook 2012 girişler konusunda dillendirin bu sorunuzu.

eve çıkmayı düşünüyor musun hiç?

ben de gsü'ye yerleştim ve kendime mümkünse gsüden ev arkadaşı arıyorum. mecidiye mahallesinde falan okula 5 dk güzel evler de var. ilgilenenler olursa beraber çıkabiliriz.

not: erkeğim.

yurt bulabildiniz mi?

ben de galatasaraydayım ve eve çıkacak biri arıyorum. sözlükten bir yazıver istersen süper olur.

yakında abdi ipekçi yurdu var 2km mesafesi eve çıkmıyorum ben bu sene

birileri demeden ben diyeyim (bkz: intouchables)

o zaman soyle diyeyim intouchables ve Jeux d'enfants disinda olursa daha gusel olur

www.imdb.com

www.imdb.com

les lyonnais

www.imdb.com

the 400 blows.yönetmenin diğer filmlerini de öneririm.

www.imdb.com

"la horde" kaliteli bir fransiz zombi filmidir ve fransiz kalitesi filmde bariz vardir

L'immortel

gidip bir hesap açtırmak istediğinizi söyleyeceksiniz.

muhtemelen öğrencisiniz.
dolayısıyla hesap işletim ücreti zaten sizden alınmayacaktır.
kart derken kredi kartıysa zaten kolay kolay vermezler, başvurmak lazım.
eğer hesabınızdan para çekmenizi-yatırmanızı sağlayan atm kartından bahsediyorsanız, sanırım kart istemediğinizi belirtmelisiniz. otomatik yolluyor olabilirler.

size bir banka cüzdanı verecekler. onunla ya da nüfus cüzdanınızla banka şubesine girip para çekebilirsiniz eğer atm kartı istemiyorsanız.

bu işlem için istediğiniz bankayı kullanabilirsiniz.
ben yapı krediyi öneririm.

edit: öğrenci olduğunuzu kanıtlamanız için öğrenci belgesi ya da başka birşey isteyebilirler. bunun dışında nüfus kağıdı yeterlidir hesap açmak için.

ing'nin vadesiz hesabında hesap işletim ücreti yoktu. havale de yoktu. hesap adını bilmiyorum. eft için de cüzi bir şey olması lazım veya hiç olmayabilir de.

iş bankası'na bakın.

garanti her türlü alır diyorum hiü. ziraat da alır.

ing ve iş'e bakabilirsiniz.

hesap açarken sözleşmeye mutlaka bakın.

Garanti debit card.

İnt şubeside mevcut

Not: 2 fatura koyarsan yanına otomatik ödeme için, hesap işletim ücreti alınmaz.

iş'te üniversiteli kart al. vadesiz hesabın da olur. aylık ücreti de yok. 5 günde verdiler bana. üniversite öğrencisiysen tabii.

kuveyt türk

kuveyt turk ac kafan rahat olsun

bireysel emeklilik ödeyebilirsiniz en düşükten. para biriktiremeyenler için birebir.

bakmadım özelliklerine ama alacak olsam marka olarak asus alırdım.

biraz daha para ekleyip şu modelden alabilirsin: (bkz: asus k53sv-sx144) ekran kartı da iyi, f/p ürünüdür. freedos olarak geliyor, kendi işletim sistemini kurarsın geldiğinde. işletim sistemiyle gelen bilgisayarları aldığında en az 300 lira sadece ona gidiyor, işletim sistemine ayrıca para vermeye değmez.

bir ara nova'da satılıyordu ama bulamadım, dolar yükselmeden önce 1150 liraya hediye olarak almıştım kardeşime. şimdi biraz daha pahalı:

www.pcdepo.com

bilader bunlar en dandik laptoplar. sakın alma. parana yazık. hiçbiri ile kaliteli hd film izleyemezsin. takılır falan yani.

ama bu dördünden illa seç diyosan. en kötüsü samsung, tek iyi özelliği harddiski 500 gb, diğerleri 320, ama samsung un işlemcisi ekran kartı falan hep bi model eski diğer 3üne göre.

marka olarak da asla casper almıyoruz. ben çok ucuz fiyattan süper özellikli bi casper almıştım, bi gün pat diye kapandı. açılmadı. o zamana kadar olan biriktirdiğim her türlü arşiv puff gitti. garantiye yolladım laptop bi daha gelmedi, başka laptop verelim dediler, çocuk kandırır gibi. para iadesi istedim, onda da %15 kesinti yaptılar.

asus'un klavye hp'ye göre daha kullanılışlıdır.

ama dediğim gibi, bence az daha para verip normal laptop al. bunlara o paralar verilmez.

samsung diyorum ben.

o saydığın markalar içinde asus derim linke bile bakmam.
hp den uzak dur. çespırı bilmiyorum.
samsung fena değildir.

bir üşengeç olarak diyim kullanım amacına gore, film, internet, ucuz olanını tercih etmeni tavsiye ederim.